İnanca saygı (Patreon)
Content
27 Ekim 2009
“İnançlara saygıyı” ben savunmadım. Savunmam da.
“İnsana saygıyı” savunurum, bakın o başka. Bunun doğal ve mantıkî uzantısı olarak, özgürlüğü savunurum. İnsanı öküz değil insan yerine koyuyorsan, istediği gibi olma ve istediğine inanma özgürlüğünü de savunacaksın. Hata yapma özgürlüğü de buna dahildir. Saçmalama özgürlüğü de dahildir. Benim yanlış diye bildiğim şeylere doğru deme özgürlüğü de dahildir – yeter ki başkasının alanına çok fazla tecavüz etmesin. Bunu kısmaya çalışan kim olursa olsun karşı çıkarım. Eğer devletse, meşruiyetini kaybetmiş bir şer örgütü olduğuna kanaat getiririm. Olmaz olsun öyle devlet!
Ama yanlış inanca neden saygı duyayım ki? Misal, adam “Şirince’nin şarabı Fransız şaraplarından üstündür” diyor, inanıyor diye saygı mı duyacağız? Hititler Türktür diyor, yıllar boyu uğraşıp bir yalan abidesi dikiyor, kendince samimi yahut samimimtrak da görünüyor, “peki madem, kırmayalım garibi” diye susup oturacak mıyız? “Lat, Menat ve Uzza yüce tanrılardır, seni çarpar” dediklerinde, inançlara saygı faslından gidip puthanenin kapısında el pençe divan mı duracağız?
Ben durmam şahsen. Durmamayı da yalnız hak değil, ödev bilirim, mecburiyet sayarım. Vicdan dediğin bu iş için var işte. Bazen susmayı tercih edersin belki: tembellikten susarsın, bencillikten susarsın, korktuğundan susarsın. Rahatımı bozmayayım dersin. Yahut şimdi sırası değil diye düşünürsün; üzmeyelim adamı diye düşünürsün; ikna edemem boşuna yormayayım diye düşünürsün. Zor yanlışı bırak, kolayıyla uğraş diye hesap yaparsın. Ama temel ilke değişmez: cahili irşad etmek, görevlerin en yücesidir.
İrşad yalnız tatlı tatlı anlatmak değildir: bazen dalga geçmek, bazen gürlemek, bazen alttan alıp hak vermek gerekir. Kimi zaman da öyle bir laf sokarsın ki hayat boyu muhatabının aklından çıkmaz, beynine çivi gibi çakılır kalır. İnsanların canını yakmak kötüdür, evet. Ama cahil kalmalarına izin vermek daha mı az kötüdür?
Ha, belki ben yanlış biliyorumdur. Batıl dediğim adamlar benden daha akıllıdır. Olabilir. Mümkün. Belki. Ama alim-i mutlak değilim diye susup oturmam mı gerek?