Home Artists Posts Import Register

Content

15 Ağustos 2009'da Taraf'ta çıkan kısa tatil notu

Yazarınız tırlatmak üzeredir.

Biliyorsunuz asıl işim bu kelimebazlık işi değil. İzmir’in dağındaki bir köyde, 54 yataklı bir acayip köy otelinin yürütücübaşıyım. Haftada yedi gün sabahtan akşama dek yok hidrofor bozulmuş, yok müşterinin otobüsü kaçmış, aşçı ile yamağı kavga etmiş, bürodaki kızın evleneceği tutmuş, nalburun çeki ödenmemiş, lavanta toplama vakti gelmiş, hepsi benden soruluyor. Akşamları da masa masa dolaşıp konsomasyon yapıyorum.

Ağustosta işler hep yoğundur; bu sene büsbütün çığırından çıktı. Yedi düvelin ileri gelenleri sanki sözleşmiş gibi bize gelmeye karar vermişler; hepsi ilgi ister, sevgi ister. Yetiştiğim kadar yetişiyorum, yetişemediğimde işi Ayşe’ye yıkıp, pır, kaçıyorum.

*

Sonra kaya mezarı işim var, geçen haftaki Aktüel’de okumuşsunuzdur. Fethiye’dekiler, Dalyan’dakiler gibi bir kaya mezarı yapmak yirmi senelik hayalimdi. Hayatta bir kayamezarın bile yoksa ha yaşamışsın ha yaşamamışsın ne fark eder, değil mi?

Baktım yaşlanıyorum, şurada kaç senelik ömrüm kaldı. Dört ay önce kolları sıvadım, işe giriştim. Bizim köyün az ilerisinde yirmi metrelik nefis bir kaya cephesi var, yekpare mermer. Onun tam alnına beş altı metre boyunda bir İyonik tapınak fasadı oymaya başladım. Üç işçi tam gün çalışıyor. Ben de her gün iki üç saat gidip çekiç sallıyorum. Dağa vurmak iyi geliyor, sakinleştiriyor, beynim dank dank sarsıldıkça sanki içi boşalıyor. İşi öğrenmeye de başladım, sırf keski ve spiral kullanarak jilet gibi düz cephe kesebiliyorum artık. Yarın turizm batacak olursa taşçı ustası olarak karnımı doyururum herhalde.

*

Sözlerin Soyağacı’nın yeni baskısını bu ay sonuna yetiştirme sözüm var, o iş hepsinden beter. On üç bin kelimenin Türkçede ilk tesbit edildiği tarihi arama faslı bitti sayılır. Arapça kökenli kelimelerin Osmanlı Türkçesinde kazandığı değişik anlamları Kemalpaşazade, Meninski ve Vefik Paşa’dan izleme faslı da tamam. Yeni çıkmış kelimelerden 350 tane ekledim, daha uğraşmayacağım. (Bitmiyor da mübarek, daha dün sim kart, outlet ve tırlatmak eklendi.) Arapça-Farsça kelimelerin eskiden sadece Latin harfleriyle transkripsiyonunu vermiştim; onları Arap alfabesine çeviren bir makro yazdım, üç gece sabahladım ama o iş de tamam. 8800 kelime doksan saniyede Arapçalaştı, güzel oldu.

Veritabanında dokuz ayrı tabloya dağılmış malzemeyi derleyip tek metin haline getirmek daha sekiz on günümü alır sanırım. Sonra önsöz var, bibliyografi var, ıvır zıvır var. Gece dokuzda bu işe oturuyorum, dörtten önce yattığım vaki değil.

Özetle: yoruldum. Kelimebaz’a yetişemiyorum. Bana bir on beş gün müsaade etseniz ne iyi olur. 1 Eylül’de taze kafayla devam ederiz.

Comments

No comments found for this post.