Home Artists Posts Import Register

Content

Dün kulla köleyi gördük, yazının ucunu da memluk’a bağladık. Memluk neymiş? Malik olunan şey veya kişi, m-l-k kökünden, köle demek. Aynı anlama gelen gulam’dan daha kibar, daha kuru, daha hukuki bir deyim.

Miladi 9. yüzyıla doğru Araplar fazla medenileşip savaş döğüş işlerinden zevk almaz olunca Türkistan’dan gelen Türk köleleri asker yazmaya başlamışlar, tıpkı Brezilya’dan futbolcu getiren Fenerbahçe gibi. Bunlar da fırsatı bulunca tıpkı bugünküler gibi bir daha ucunu bırakmamış, memleketin üstüne çökmüşler.

İlk 935’te Tuğç yahut Toğuç isimli bir Türk orgenerali Mısır’da ipleri ele almış. Bir süre sonra Kürt asıllı Selahattin Mısır’ı fethetmiş, ama o da ne yapsın, mecburen Türklerden köle ordusu kurup işi onlara havale etmiş. Bunlar da zamanı gelince kaçınılmaz olanı yapmış, emir komuta zinciri içinde memlekette idareye el koymuşlar. Bir de ant içmişler ki Türk ve köle olmayan kimse yönetimde söz sahibi olamasın. Adamlar bu yüzden hem resmen köle (memluk), hem de kolektif heyet halinde memleketin sahibi ve hükümdarı. Türkçesi Kölemen, ki belki de Arapça gılman’dan bozmadır derler.

İslamiyette biliyorsunuz Müslüman kişinin köle edilmesi yasak. O yüzden köle lazım oldukça mecburen gidip Darül İslam sınırları dışındaki geri kavimleri yağmalamışlar; ya da onların işbirlikçi tayfasıyla şirket kurup insan ticareti yapmışlar. Türklerin Müslüman olmaması bu yüzden işlerine de gelmiştir sanırım.

Acaba Türkler bir yerden sonra “yetti bu kadar soygun” deyip çoluk çocuklarını korumak için mi Müslüman oldular? Sonraki devirde Çerkezlerin, Lazların, bir kısım Gürcülerin, Sudan’da Darfur’luların, Somalilerin vb. Müslüman olması aynen böyle olmuş gibi görünüyor.

Yoksa “bak enişte Mısır’a asker gitti, köşe oldu,” “Kaşgarlılar da Bağdad’a mahalle kurmuş” diye gıpta ede ede hep beraber Gastarbeiter mi yazıldılar?

*

Bakın bugün m-l-k kökünden gelenleri anlatacaktım, ne konulara daldık gene.

Comments

No comments found for this post.