Vasistas (Patreon)
Content
21 Temmuz 2009
Vasistas Türkçede nedir? Benim bildiğim, yatay menteşesi olan her türlü ufak pencere vasistastır, bilhassa tuvaletlerde olur, apartman aydınlığına açılır, kilidi her zaman bozuk olur, ittir ittir kapanmaz. Halbuki Fransızca orijinali farklı. Vasistas = bir kapı veya pencere üzerinde, ondan bağımsız açılıp kapanan küçük pencere. Özellikle de eskiden kapalı at arabalarında kapının üzerindeki küçük pencereye vasistas denirmiş. Saatlerce tangır tungur gittikten sonra açıp kafayı uzatırsınız, “arabacı nereye geldik?” diye sorarsınız hani, öyle.
Fransızcada ilk kez 1760 dolayında Düşes de Mazarin’den naklen anlatılan bir anekdotta kaydedilmiş. Alman yolcularla alay etmek için uydurmuşlar. Was ist das, malum, Almanca, “bu nedir?” demek.
*
Aşağı yukarı aynı dönemde Fransızların çıkardığı iki başka kelime: restoran ve bistro. Paris’te bugün bildiğimiz anlamda liste usulü yemek satan ilk lokantayı 1765 yılında Boulanger adlı bir vatandaş açmış. Kocaman da bir ilan koymuş, “bu çorbalar kana kuvvet göze fer verir, yorgunu dinlendirir, hastayı güçlendirir, gitmiş enerjiyi geri getirir” mealinde. Paris’in dalgacıları derhal etiketi yapıştırmışlar: restaurant. Kelime anlamı “yeniden ayağa kaldıran” demek, bildiğimiz restore etmek fiilinden. Takviyehane diyebiliriz. Bilgisayarcı gençlik resethane’yi de beğenir belki.
Bistro ise Rusça “çabuk”. 1814’te Rus ordusu Paris’i işgal edip on ay kaldığında Rus askeri için hızlı yemek çıkaran kafe-restoranlar türemiş, o yüzden de fast food’un Fransızcası bistro kalmış derler, ne derece doğrudur bilmem. Benim tahminim o günün Fransızları bugünkü gibiyse tam tersi olmuştur; gariban İvan “hadi çabuk, içtimaya geç kalacağız” diye yalvardıkça işi inadına yavaştan alıp adına da bistro demişlerdir, sırf eğlence olsun diye.
*
Soru: Bu kelimeler yüzünden Fransızca bozulmuş mudur? “Yunusemre Fransızcasını koruyamadık, vah bize, tüh bize” diye dövünen vatanperver köşe yazarları türemiş midir?