Home Artists Posts Import Register

Content

4 Haziran 2009

Siz benim maillerden şikâyet eder gibi yapmama kulak asmayın, o cilvedir. İnsan yazar olur da okuyucu mektubundan hoşlanmaz mı?

İlk başlarda Kemalist hamiyet erbabından epeyce küfürname geliyordu. Bilirsiniz, o kesimde küfürsüz yazmayı pek beceremezler, üçüncü satırda dökülüverir ya vatan haini ya soysuz ya onun bunun uşağı. Epeyidir onların soluğu kesildi. Ya beni okumayı bıraktılar, ya iflah olmayacağıma karar verip tevekkül ettiler.

Şimdi gelen maillerin çoğu müthiş içten, dostça, teşvik edici, güzel yazılar. Fikir soran, fikir veren, deneyimlerini anlatan, olmadık sahalarda eksik bilgimi tamamlayan, espri yapan, dinî konularda irşad eden, İbranicemi ve Rumcamı ve Zazacamı düzelten, eşiyle tartışmasında taraf olmamı rica eden, bulmaca soran... Günde beş ila on tanesine cevap yetiştiriyorum. Daha fazlasına yetişemediğim için kahroluyorum. Gönül ister hepsine yazayım, ama insaf edin, mümkün değil.

Derken aklıma harika bir fikir gelmesin mi? Önümüzdeki günlerde Kelimebaz’ın ilk cildi çıkacak. Altı ay yeter deyip 180 civarında yazıyı derledim. Baktım bu yazılar hakkında saklamaya değer gördüğüm binden fazla yazışma birikmiş, onların da bir kısmını kitaba eklemeye karar verdim. Aralarında eleştiren var, vahim hatalarıma işaret eden var, karşıt görüşü savunanlar var, ek malzeme önerenler var. Tabii benim yazdığım cevaplar da var. Esaslı bir sohbet koleksiyonu çıktı ortaya, adeta diyalektik dedikleri şey. Geçen gün sevgili Semih Poroy’un çizimleri de geldi. Beş on güne kitap çıkar umarım.

Gerçi yazın kimse kitap okumaz, acaba Eylül’e mi ertelesek diye düşünmedik değil.[1]

[1]Kısmen benim huysuzluğum yüzünden kitap işi uzadıkça uzadı. 15 Nisan’da yayınevine teslim ettiğim kitap ancak Ekim’de yayımlanabildi. İkincisi için 2010 Martını beklemek gerekti.

Comments

No comments found for this post.