Home Artists Posts Import Register

Content

18 Nisan 2009

Eski Babil’in dili olan Akatçada birku ve burku “diz” demekmiş. İbranice berek, Süryanice burkâaynı anlama geliyor. Eski Habeşçesi de bırk. Geçen sene Etiyopya’da Yemrehanna Krisdos Manastırında misafir kaldığım günlerde Habeş yazısını çat pat okumayı öğrendim. Görüntüde bizim Ermeniceye benziyor ama yapısı da mantığı da alakasız. Toplam 119 harf var. Bir Atatürk çıksa da Harf Devrimi yapsa diye bekliyorlar.

Dağıttım gene konuyu, toplayalım. Bahsini ettiğim sözcükten türeyen İbranice berâkah, Aramice eril berâkâveya dişil berâketâ “diz çökmek” anlamında. Aynı zamanda, bir kişi veya Tanrı önünde diz çöküp dua etme eyleminin adı.[1]Özellikle Sami ve Doğu Akdeniz toplumlarında kadim bir davranış biçimidir, biliyorsunuz. Mesela Antik Roma’da böyle bir jest pek kaydedilmemiş, sonradan Hıristiyanlıkla birlikte Şark’tan öğrenmişler.

Arapçada bu familyadan “diz” anlamına gelen bir kelime yok, ama mesela bürûk var “devenin diz çökmesi” ya da “insanın deve gibi diz çöküp ellerini öne koyması”. Bereket ise Kuran’da “Allah’ın verdiği nimet, bolluk, verimlilik” olarak geçiyor. Acaba bereket duasıdeyimi esasen duanın yapılış biçimine ilişkin bir ad iken duanın konusuna veya sonucuna kaymış desek çok yanılır mıyız?

Arapçadaki diğer türevler kelimenin bu ikincil anlamından hareket etmiş. Tebrîk “birine nimet ve bereket dilemek”, Türkçesi “Allah iyiliğini versin” demek. Mübârek de “bolluk ve bereket sahibi”. İngilizceleri to bless ve blessed.[2]



[1] Süryani bir okurum Süryanicede aynı kökten gelen kelimeleri saymış:

Bereket kelimesi Türkçede kullanıldığı şekilde zannımca Süryanice eş anlamlı baraekh (kutsama)’dan geliyor. Broko ise diz çökme. ABD başkanının Barack ismi de aynı kökenden. Süryanice evlenme merasiminin adı da brokho (kutsama) olup aynı kökenden gelme. Süryani kiliselerinde kahinin kutsadığı ve kilise çıkışında küçük parçalara bölünüp dağıtılan ekmeğe de borukhtho(bereketlenmiş) deniyor.

Süryanice, Aramicenin MS 3. yüzyıldan itibaren Hıristiyan kültürü çerçevesinde gelişen ve Estrangelo alfabesiyle yazılan biçimidir. Tıpkı İbranicedeki gibi bu dilde de sert sessizlerin (p, t, k) kelime içinde ve sonunda peltekleşerek ph, th, kh halini aldığı görülüyor.

Türkçe bereket’in Süryaniceden değil Arapçadan alındığı muhakkaktır. Ama Arapça sözcüğün “kutsama” anlamında Süryaniceden veya bir başka Arami lehçesinden iktibas edildiğini söylemek herhalde yanlış olmaz.

[2] İktisatçı Prof. Sel Dibooğlu, Antakya Arapçasından örnek vermiş:

“Bereket” ile ilgili yazılı okuyunca aklıma çocukluğum geldi… Antakya’da Arapça konuşan köylerin bazılarında “oturmak” anlamında “bereke” kelimesi kullanılırdı ama bunun kökenini bilmiyordum. Yazınızı okuduktan sonra Arapça sözlüğe baktım, hakikaten bereke بركkelimesi sözlükte yok. Fakat düşündüğümde bizim köylerde bereke daha çok diz çöküp oturmak anlamında kullanılır. Daha da ilginci, bu köyler bence Süryani kökenli köyler ama Süryanice artık kaybolmuş.

Comments

No comments found for this post.