Home Artists Posts Import Register

Content

10 Nisan 2009

İngilizce closet “küçük oda”, water closet, kısaltması WC, “içinde tuvalet ve lavabo bulunan küçük oda”. Her türlü tuvalet-banyo odası da değil, bizde hela dediğimiz hücre şeklinde olanı.

Türkçe klozet 1990’lardan beri yaygın, alafranga tuvalet taşının adı. Yani ayrı şey. Misal: Klozete taharet takacak mıydık abi? Klozet kapağı da var ayrıca. Yanlış mı? Yoo, neden yanlış olsun. Türkçe ayrı dil, İngilizce ayrı dil. Klozet Türkçe, öbürü İngilizce, o kadar, heyecanlanacak bir durum yok. Şansı yaver gider de yaşarsa bin sene sonra kimbilir ne acayip başka anlamlar türetmiş olacaktır.

Sade bugün böyle değil, ta eskiden beri böyle. Buyurun, Arapçadan birkaç örnek.

İdrak: Arapçası bir şeyin dibine veya sonuna varma, Türkçesi anlama. Feyiz: Arapçası taşıp dökülme, bolluk, bereket, Türkçesi kültür yahut aydınlanma. Hazz: Arapçası kısmet, nasip, pay, Türkçesi zevk alma – hazzın doruklarında gezinmek var, hedonizm manasına hazcılık bile var. Hile: Arapçası çözüm, çare, Türkçesi kandırmaca. İptila[K1] : Arapçası imtihan, mihnet, sınav, Türkçesi özel bir tür manevi imtihan. İdrar: Arapçası bol süt vermek, Türkçesi başka. İmla: Arapçası dikte etmek, söyleyip yazdırmak, Türkçesi doğru yazım. Haşmet: Arapçası uşak ve hizmetçiler güruhu, maiyet, Türkçesi ululuk. Kasvet: Arapçası acımasızlık ve gaddarlık, Türkçesi ruh sıkıntısı. Cumhur: Arapçası yığın, Türkçesi ahali.

Daha yüzlerce var. Osmanlılarda “Galatat Sözlükleri” diye başlı başına bir yazın tarzı türemiş, Türkçede “yanlış” kullanılan Arapça ve Farsça sözcükleri sayıp dökmekten usanmamışlar.

Peki ne olacak? Bir kelimeyi Araplar yahut İngilizler icat etti diye patent hakkı ilelebet onlarda mı kalacak? Türkçenin kendi ihtiyaçları, kendi dil modaları olmayacak mı?

Kelime dediğin kim kullanıyorsa onun malıdır. Doğar, gelişir, değişir, günün birinde ölür. Arada benim gibi “bak İngilizcesi şöyle, Arapçası böyle” diye ahkam kesen ukala takımına gün doğar, onlar da kendilerince mutlu olur. Toplum gene bildiğini okur.[1]



[1]Onur Uras kelimelerin yabancı dilde başka anlamlar kazanmasına farklı dillerden örnekler vermiş.

Kelimenin geldiği dildeki kullanımıyla gittiği dildeki kullanımı arasında nüans olması bir tek Türkçeye özgü değil ki. İngilizceye de bakarsanız, Fransızca demander soru sormak, İngilizcede talep etmek anlamına dönüşmüş (nasılsa İngilizcede soru sormaya tekabül eden to ask var).
Yine Fransızca anı anlamına gelen souvenir, İngilizcede hediyelik eşya oluvermiş.(...)
İşin güzel tarafı, kelimelerin bir tek Türkçede değil bütün dünya dillerinde (kendilerini en saf sayan İzlandaca, Arapça, Yunanca olsun, sonradan “saflaştırılmış” Almanca, İbranice olsun) çok keyifli bir yolculuğu olmuş. Türkçe konuşan bizlerin şansı “değişmiş meğişmiş”, Farsçasının da, Arapçasının da, Frenkçesinin de, Rumcasının da az cok anlıyoruz nereden geldiğini.

Comments

No comments found for this post.