Kelimebaz 55 - Özür (Patreon)
Content
24 Aralık 2008
Tut ki soykırım olmadı, hayal kuruyorlar, “dedem öldü, nenem cariye oldu, biz dünyada serseri olduk” diye doksan senedir boşuna dövünüyorlar. İnsan olan bundan üzülmez mi? “Gel birader, var mı senin için yapabileceğim bir şey, anlat açılırsın, çay ısmarlıyayım,” demez mi? Psikoloğuyla, romancısıyla, tarihçisiyle seferber olmaz mı, bu adamlar nasıl böyle tuhaf bir travmaya tutulmuşlar diye?
Tut ki yüz binler ölmedi, yüz tane gariban köylü katledildi, onun da suçlusu zaten Çemişgezek kaymakamıydı. İnsanlıktan asgari nasibini almış biri gene üzülmez mi? Zulme lanet etmez mi? Faraza konunun abartıldığını düşünse bile, haksızlığa uğrayan tarafın sırtını pışpışlayıp “Birader hakikaten üzüldüm, ayıp etmiş bizimkiler, affet” demez mi?
Benim tanıdığım Anadolu insanı der. Kaç bin senelik medeniyet var arkada, nihayet, Cumhuriyet çığırtkanları avazları çıktığı kadar bağırıp bastırmaya çalışsalar da.
Baskın Hocagillerin metnini doğru okuyun, bakın. Katliamdan vesaireden dolayı özür dilememişler, dileselerdi gülünç olurdu zaten. “Duyarsız kalınmasından” ve “inkar edilmesinden” ötürü çok mahcubum, o yüzden özür diliyorum demişler. Dünkü olaydan değil bugünkünden söz etmişler. Görgüsüzlüğe ve vicdansızlığa isyan etmişler. Kibar insanlar oldukları için, “o hayvanlarla aynı memleketin insanı olmaktan utanıyorum” dememişler.
Canan Hanım kastedileni anlamış herhalde, üzerine alınmış.*
*
Özür Arapça. Aslı ayın ve noktalı dal ile ˁudhr. Mazeret (maˁdharat) ile aynı kökten, esasen onunla eş anlamlı bir masdar. Özünde “hocam elektrikler kesikti, ninem hastaneye yattı, o yüzden çalışamadım” aksiyonu sözkonusu. Yahut “Zaten isyan etmişlerdi, hem kesmesek millet olmazdık ki, üstelik çok kesmedik az kestik” . Türkçede anlam ayrışmış.
Ayrışmış mı gerçekten, ondan da emin değilim. Özür dilerken bir yandan da mıy mıy mıy mazeret söylemeyen kaç kişiye rastladınız son zamanlarda?
-------
* Baskın Oran, Ahmet İnsel, Cengiz Aktar ve Ali Bayramoğlu’nun o günlerde çok fırtınalar koparan özür metni şöyleydi:
“1915’te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı ‘büyük felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkar edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
CHP İzmir milletvekili olan Canan Arıtman’a göre soyca Türk olan birinin özür dilemesi mümkün değildi, bildiriyi yadırgamadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de besbelli Ermeni kökenliydi:
“Bir millete hakaret ve iftira etmek düşünce özgürlüğü olamaz. Ermenilerin soykırım suçu işlediğimize dair savını haklı bulanlara, destekleyenlere, hoş görenlere, ‘Sen Ermeni misin?’ diye sorarlar. Cumhurbaşkanı da olsa sorarlar!”