Kelimebaz 14 - Kemal (Patreon)
Content
12 Kasım 2008
Mustafa son günlerde yeterince tartışıldı, biz Kemal’e bakalım.*
“Senin adın Mustafa, benim adım Mustafa, gel seni repackage edelim” öyküsünün iler tutar yanı olmadığı meydanda. Belki Dede Korkut’taki Boğaç Han hikayesinden esinlenmiş bir mitleştirme çalışması. Öyle anlaşılıyor ki kendi kuşağındaki devrimci gençlerin birçoğu gibi genç Mustafa da o devrin idolü olan Namık Kemal’den esinlenerek kendine mahlas seçmiş.** Sonradan Arnavutluk’un ulusal kahramanı olan İsmail Kemal, liberal yazar Ali Kemal ve şair Yahya Kemal de aynı yıllarda aynı trendin temsilcileri.
Hatırlayalım: Namık Kemal 1888’de sürgünde öldükten sonra siyasi yönden memleketin en hassas, en yasak isimlerinden biriydi. O devirde Kemal adını almanın, teşbihte hata olmaz, 1960’larda “Nazım”, 70’lerde “Deniz” ya da günümüzde “Fethullah” adını almaktan pek farkı yok. Siyasi cüret bakımından yani, Allah korusun, içerik değil.
İtiraf edeyim, geçen sene bir vesileyle Namık Kemal’i baştan başa okumak talihsizliğine uğradım. A) Yüz küsur yıl boyunca bu milletin beynini kim hasara uğratmış, B) bugünkü ulusalcı teranelerinin ağababası kimmiş, bu konularda epey bir fikir sahibi oldum.
--------------------
* Can Dündar’ın Mustafa adlı filmi bu yazıdan birkaç gün önce gösterime girmişti.
** Ayşe Sazak çok kibar bir mail yazarak söylediklerime ve söyleyiş biçimime sitem etmiş:
Benim annemin babası olan Mustafa Reşit dedem, bu hikayenin kahramanlarından. Matematik öğretmenleri sınıftaki üç (3) Mustafa’ya, sizin alay ederek dudak büktüğünüz Kemal, Reşit... gibi isimleri vermiş.
Bu bizim ailenin tüm bireylerinin bildiği, bir kısmımızın da olayın kahramanı, birinci ağız olan, Kemalpaşa’da, Menemen’de şube reisliği, nafıa müdürlüğü gibi görevlerde bulunduktan sonra, din konusunda derinleşerek ‘alim’ sayılan ve ‘hafız’ olarak da anılan dedemizden dinlemişliğini de mi hiçe sayarsınız, bilemem ama bu böyle...
Sizin için dalgayla karışık yok olduğunu ileri sürdüğünüz bu anı, aile ilişkilerinin değerliliği nedeniyle önemli, lütfen zedelemeyin.
Ayşe Hanım’ı kendi açısından haklı buldum, incittiğim için özür diledim ancak Kemal adının Namık Kemal’e referans olduğu görüşümden vazgeçmedim.
Her halükarda adlandırmayı yapan sizin dediğiniz gibi matematik öğretmeni de olsa adın kaynağının Namık Kemal olduğu bence muhakkaktır. 1890 dolayında genç bir insana “Kemal” adı verilmesinin, o gencin de bu adı benimseyip kullanmaya devam etmesinin açık bir siyasi anlamı var. (...)
“Dalga geçen” üslubumdan dedenizi tenzih ederim. İki hususa dikkat çekmeye çalışıyorum. 1) Aşırı derecede şişirilmiş olan Atatürk söylemini daha makul bir seviyeye çekmenin gerekli olduğuna inanıyorum. 2) Geçen sene bir vesileyle epeyce Namık Kemal okudum. Eskiden net bir fikrim yoktu ama okuduktan sonra hakikaten tepki duydum. Bugünün çığırından çıkmış “ulusalcılığına” bile rahmet okutan bir milli/dini fanatizm ve siyasi sorumsuzluk tablosuyla karşılaştım.