Kelimebaz 15 - Çay (Patreon)
Content
13 Kasım 2008
Çayın Kuzey Çin lehçelerindeki adı çá, güneydeki Amoy (Xiamen) lehçesinde adı tê. İkisi aynı kelime, aynı şekilde 茶 yazılıyormuş ama telaffuz kuzeyde farklı, güneyde farklı.
Çay bitkisinin Çin’den dünyaya yayılması 1600-1610 dolayında ilk evvela Portekizliler vasıtasıyla olmuş. Hindistan’da ilk kez 1630’larda kaydediliyor, Portekizli tüccarların ithal ettiği bir yeni moda olarak. 1640 küsur tarihli Farsça Burhan-ı Katı sözlüğünde çây geçiyor; ama Burhan-ı Katı’nın Delhi’de telif edildiği akılda tutulmalı. Yani bu tarihte henüz genel Farsçaya geçmemiş, Hindistan saray Farsçasında bilinen bir kelime olması mümkün, bilmiyorum.
Rusya’da çay modası Deli/Büyük Petro devrinde, 1690 gibi yaygınlaşmış. Türkiye’ye Lale Devri’nde (1718-1730) gelmiş ya da ilk o devirde yazılı kültüre yansımış. Nihai kaynak tabii Çince ama Türkçeye geliş yolu Farsçadan mı, Rusçadan mı? Sanki Rusça gibi diyeceğim ama kanıtım yok. Samovar > semaver de aslında Farsça bir kelime ama bize Rusça yoluyla gelmiş.*
Portekizliler çayı Batı Avrupa’ya Amoy limanından taşımışlar. O yüzden bütün dünyanın çay dediği nesneye Batı Avrupalılar tea, thé, tee vs. diyorlar.
* İki gün sonraki yazımda bunu tashih ettim:
Her gün, sağolun, bir ton mail alıyorum: seven, söven, akıl veren. Ama şu üç haftada mail rekoru kıran mevzu –hayret!!– geçen günkü yazımda semaver’in aslında Rusça değil Farsça olduğunu söylemem oldu. Aslında apaçık bir hata. Sevan Nişanyan’ın Sözlerin Soyağacı adlı sözlüğüne baksanız doğrusu orada var. www.nisanyansozluk.com sitesinde de var. Rusça, samo- “kendi”, var(it) “kayna(mak)” > samovar “kendikaynar”. Geçenlerde alakasız bir yerde okudum “aslında Farsçadır, Rusça etimolojisi yakıştırmadır” diye, şeytana uyup çek etmeden yazıverdim. Hata. Özür dilerim. Pardon.
Memlekette Rusça bilen ne çok Taraf okuru varmış!