Home Artists Posts Import Register

Content

2 Kasım 2009

Türkçesi yaratmak, İngilizcesi create, Arapçası da halk etmek. Sonuçta aşağı yukarı aynı anlamda kullanılan kelimeler. Ama köklerine inerseniz çok farklı noktalardan hareket ettiklerini görürsünüz.

Yaratmanın kökü yaramak, o da esasen “uymak” demek. (Aklınıza yatmadıysa yaraşmak fiilini düşünün önce.) O halde yaratmak = uydurmak. Ya da işe yarar hale getirmek, bir fonksiyona uyarlamak; alet etmek de diyebiliriz. Aynı kökten gelen yarak kelimesine de dikkatinizi çekerim, affınıza sığınarak. Kötü bir şey değil, “alet” demek. “Donanım” ya da “gereç” de olur.

İngilizce fiilin esası Latince creare: insan ve hayvanlarda “doğurmak, besleyip büyütmek”, bitkilerde “üretmek, yetiştirmek”. Çok sonraları kilise Latincesinde “yoktan var etmek” anlamını kazanmış; ama antik çağda henüz böyle bir konsept yok, doğal üreme kastedilmiş. Aynı Hintavrupa kökünden Yunancada kréas var, “insan veya hayvan bedeni,” yahut düpedüz “et” anlamında.

Arapçada olay gene farklı. Xırıltılı x ile xalq, tanrının yaratma eylemine verilen ad. Ama aslî anlamı bu değil, “ölçerek kesmek, biçmek, pay edip ayırmak”. Mesela giysi yapmak amacıyla kumaş kesmek da xalq. Akraba dillere bakarsak, Aramice xalq “pay etmek, bölmek”. İbranice xeleq “pay, porsiyon, kısmet”. Tevrat’ın birinci cümlesini İngilizceye “In the beginning God created the heaven and the earth” diye çevirmişler, hani sanki “ete kemiğe büründürdü” gibi. Halbuki aslının vurgusu biraz daha farklı, “Başlangıçta Tanrı yer ile göğü ayırdı” diyor. “Pay etti” yahut “oranladı” da olabilir.

Demek ki neymiş? Türkler olaya pratik, Latinler biyolojik, Ortadoğulular idari veya matematiksel açıdan yaklaşmışlar. Al sana paradoks!

Düşünürseniz, o metafizik anlamdaki “yaratma” işi insanın doğal dünyasında yeri olmayan bir kavram. Bu dünyada canlılar vardır “doğar”; aletler vardır “yapılır”; doğal nesneler vardır, onlar da öylesine “vardır”, hadi bilemedin “düzenlenir”. “Var olan şeyler neden var” diye üst düzey bir soru sorunca yeni bir konsept gerekmiş, eh onu da elde hazır malzemeden uyarlayıvermişler böyle.

Comments

No comments found for this post.