Home Artists Posts Import Register

Content

7 Ekim 2009

Latince lacerta, ki /lakerta/ okunur, kertenkele demek. Fransızca lézard ile İngilizce lizard bundan gelme, onlar da kertenkele. Yanısıra eski Romalı yazarların birkaç kez bahsettiği bir balık adı. Literatürü inatla taradığım halde hangi balık olduğunu çözemedim maalesef. İstavrit diyeceğim, ama bana güvenmeyin. İstavritin Yunancası sauroidês(/savridis/) “kertenkele balığı” demek, oradan akıl yürütüyorum.

Rumca lakérdapalamut tuzlaması. Türkçede en erken Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait bir kanunnamede denk geldim. Yunancada daha eski olmalı. Elimdeki Bizans Rumcası sözlüklerinde geçmiyor, ama ortadaki /k/ sesi korunduğuna göre ortaçağdan önceki bir tarihte Latinceden Yunancaya alınmıştır. Ama neden palamut? Orijinali istavrit tuzlamasıydı da sonradan mı değişti? Yoksa lacerta istavrit değil palamut mudur? Kafası çalışan bir lisans öğrencisi bulsam bitirme tezi olarak verirdim, ama nerede o fırsat?1

*

Sonra bir de likorinoz var, tütsülenmiş kefal tuzlaması. Ahmet Vefik Paşa sözlüğünde ayrıntılı olarak tarif etmiş, “sivri burunlu kefal dedikleri platerina ve bodur kefal dedikleri kanbot balıklarından olur” diye. Halbuki Yunanca sözlükler likurínosiçin “Batı Akdeniz’e özgü derin deniz gümüş balığı” diyor, Likúria yani İtalya’daki Liguria coğrafi bölge adından. Burada da gene problem var. Gümüş balığı ile kefal, ne alaka?

Benim çocukluğumda dayılar enişteler nezdinde lakerda ile likorinozun farkını bilmek, yahut kolyozu uskumru zannetmemek İstanbulluyu taşralıdan ayırt eden ana kriterlerden sayılırdı; biz de kızardık bu nasıl eski kafalılıktır diye. Şimdi benim oğlan “Lakerda mı? Hiç duymadım,” deyince düşünüyorum, yaşlanmak böyle bir şey olmalı işte. Bir ömür boyu biriktirdiğin bilgi paketinin ilk temizlikte depoya, oradan da eskiciye dehleneceğini fark ediyorsun. Yapacak bir şey yok, ne yapalım?


1 İnternetin efsane üretme departmanında popüler olan bir hikâyeye göre lakerda Yahudi İspanyolcasından gelirmiş, aslı la querida imiş, yani “istenen, dilenen” demekmiş. İspanya’nın Malaga kentinde yaşlı bir Yahudi balıkçı varmış. Hiç balık tutamazmış. Bunun üzerine Allah’a dua etmiş, yarabbi bana torik balığı ver diye. Allah da bu duayı işitip bir ton torik balığı göndermiş. Balıkçı bunları tuzlamış, “ben istedim Allah verdi” anlamında la querida demiş. Mişmiş.

Bir: Pulsuz balık Yahudi dininde mekruhtur, pulsuz torikten Yahudi mezesi olması mantıksız. İki: Antik Latincede lakerta diye balık adı var, bütün sözlüklerde geçer, İspanyolcanın icadından bin sene evvel. Üç: “Bir gün adamın biri” diye başlayan TÜM etimolojiler uydurmadır. Hiçbir nesneye masaldan yahut anekdottan ötürü isim verilmez. Ama dünyanın tüm kültürlerinde, kaynağı anlaşılamayan bir kelime için hikaye uydurmak yaygın alışkanlıktır.

Ayrıca lakerda benim bildiğim Yahudi değil Rum mezesidir.



Comments

Cigdem Selvi

Hırvatça'da kolyoza lokarda deniyormuş. Buradan bir bağlantı vardır belki de https://hr.m.wikipedia.org/wiki/Lokarda