Home Artists Posts Import Register

Content

4 Eylül 2009

Oniki artı bir aylı takvimi yanılmıyorsam MÖ 600’lere doğru eski Babilliler keşfetmiş. Hemen ardından İranlılarla Yahudiler, bir süre sonra da Yunanlılar benimsemiş. Bu sistemde ay hakiki aydır, yani hilali görünce başlar. 354 günlük ay yılı ile 365 küsur günlük güneş yılı arasındaki farkı telafi etmek için de üç yılda bir ekstradan bir ay eklenir. Böylece aylar azami 20-30 günlük bir kayma payıyla her sene aynı mevsime denk gelir.

İskender’in halefleri döneminde bu sistemi kaldırıp 12 aylı güneş takvimine geçmişler, süre birimi olan ayla hakiki ay arasındaki ilişki kopmuş. Bizim alafranga takvim özünde bunun devamıdır.

Araplar ise 12+1 sistemini kullanmaya devam etmişler. Arapça ay isimlerinin bazıları açıkça mevsimsel olaylara işaret eder. Cumâdî evvel ve ahir, mesela, suyun donduğu aylar demek. Rabîˁ evvel ve ahir yağmur mevsimi, ya da tomurcuklanma ve yeşerme zamanı. Şaˁbân yaz başında kışlık konaklama yerlerinin terkedildiği, aşiretin küçük gruplar halinde dağılıp sulak vaha aramaya çıktığı ay. Ramazan da “aşırı derecede ısınmak, cayır cayır yanmak” anlamına gelen ramadh رمض fiilinden. O mevsimde gündüz saatlerinde yiyip içmekten ve zorlayıcı etkinliklerden kaçınmak mantıklı bir usul olsa gerek. Yaz ortasında savaş da olmaz, insan telef olur sıcaktan; o yüzden Ramazan boyunca savaşlara ara verilmesi de makul.

Biliyorsunuz Kur’an yıla onüçüncü ay ekleme usulünü net bir ifadeyle yasaklamış. O zamandan beri Arap ayları her yıl 11 veya 12 gün geri kayıyorlar. Neden böyle bir kurala gerek görmüşler, mantığı nedir, benim anladığım konular değil. Bana bariz bir gerileme gibi geliyor ama bilmediğim bir gerekçesi vardır mutlaka.[1]

[1]Bkz. Tevbe Suresi, 9.36: “Gerçekte ayların sayısı Allah yanında, Allah’ın kitabında gökleri ve yeri yarattığı günden beri on iki aydır.” Buna istinaden Veda Hutbesi de onbüçüncü ay ekleme (nesiy) usulünü kesin bir dille yasaklamış.

Beni ısrarla hak yoluna davet eden okurlarımdan öğrendim ki Hz. Muhammed yasak aylara denk gelen bir savaşta asker toplamakta zorlanmış, ek ay meselesi de zaten çok keyfi yürüyormuş, onüçüncü ayı yasaklayan ayet o yüzden inmiş. Yani Allah’ın tüm işleri gibi bunun da mantıklı bir gerekçesi varmış.

Soralım: Uyduruk bir aşiret savaşında asker toplayabilmek için koskoca tanrının takvim sistemini altüst etmesi nasıl iştir? Ve onüçüncü ay hesabında zorluk çekiliyorsa doğru dürüst bir takvim komisyonu kurulup o sorun çözülemez miydi? Acaba İslamiyetin kurucusu yıllık bazda tarım yapılan iklimleri hesaba katmamış olabilir mi? Arabistan dışındaki yerlerden haberdar olmaması mümkün müdür?

Comments

Cem YILDIZ

Sanırsam bu yüzden çoğu dilde ay kelimesi, uydumuz🌙 Ay ile benzer.