Home Artists Posts Import Register

Content

18 Haziran 2009

Vár Macarca “kale, hisar”, Almanca karşılığı Burg. Városda şehir veya kasaba. Macarcada s harfi daima /ş/ okunur, o yüzden telaffuzu /varoş/.

Türkçede en erken Kanuni Sultan Süleyman’ın Budin eyaleti kanunnamesinde buldum, 1535 galiba. Evliya Çelebi’de de sıkça geçiyor. Türkçe kullanımı aslından farklı: “sur dışı yerleşim” demek. Özellikle Macaristan’a ve genelde Rumeli vilayetlerine has bir terim olduğu anlaşılıyor.

Anlam kaymasının nedenini düşünürken Şemseddin Sami yardıma yetişti. Varoş için “bir şehir veya kasabanın kale haricinde bulunan kısmı ki ekseriya Hıristiyan mahallelerini havidir” demiş. Rumeli’nde tipik yerleşim düzenidir, kale içinde Türkler (ve bazen Yahudiler), kale dışında Hıristiyanlar oturur. Macaristan’da nüfusun ezici çoğunluğu Hıristiyan olduğundan, belli ki ana yerleşim alanları sur dışına kaymış, dolayısıyla “şehir” deyince sur dışı yerleşim kastedilir olmuş.

TDK sözlüğü halâ daha “sur dışı mahalle” diyor, çağdaş yaşamla pek şeyleri yok ondan herhalde. Oysa Türkçe bilenler bilir, aşağı yukarı 1980’ler sonu ila 1990’lar başında kelime anlam değiştirdi, “dar gelirli ve taşra kökenli halkın yaşadığı kenar mahalle” oldu. Beyoğlu da sur dışıdır ama varoş sayılmaz, hele Etiler hiç sayılmaz.

Türkiye’de şehirler 1914’ten 1960’ların başına dek ölü toprağı serilmişçesine yerinde sayar; sonra kırsal alandan göçenlerle şişmeye başlar. Bunun doğurduğu yeni fenomenin adı ilk başlarda “kenar mahalle”, sonra “gecekondu”dur. 80’lede gecekondu artık durumu açıklamaz olunca yeni bir kelime gerekir. Frenkçe banliyö belki pek şık durduğundan tercih edilmez, onun yerine normalde yüz yıl önce ölmüş olması gereken bir marjinal kelime hort diye hortlayıverir.

Comments

No comments found for this post.