Home Artists Posts Import Register

Content

17 Haziran 2009

İsviçrenin güneydoğusundaki dağ köylerinde Romanş diye bir dil konuşulduğunu bilirsiniz tabii. Latincenin günümüze kalmış türevlerinden biridir tıpkı İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Katalanca vesaire gibi, ama onlardan ayrı bir dil. Toplam nüfus 60.000 kadarmış. Ta 15. yüzyıldan beri canlı bir yayın hayatları var, gazeteleri kitapları eksik değil. 1938’de İsviçrenin dördüncü resmi dili olarak kendilerini kabul ettirmişler. İsviçre parası üzerinde Romanş dili de yazıyor.

Enteresan olan hadise başka, şimdi sıkı durun. Meğer bu Romanş dilinin beş ayrı lehçesi (idioma) varmış. İsviçrenin Graubünden/Grischuns kantonunun beş ayrı vadisinde konuşulurlarmış. Hepsinin ayrı ayrı yazılı literatürü, ders kitapları, şiiri, şarkısı, türküsü varmış. Derken Heinrich Schmid adlı adam beş lehçeyi harman edip bir standart yazı dili geliştirmiş, 2001’de de İsviçre hükümeti bu standart dili resmen kabul etmiş.

Peki Romanşlar bayram etmişler mi “yaşasın Dil Devrimi, yaşasın Çağdaş Yaşam” diye? Ne gezer! Sekiz senedir bütün memleket isyanları oynuyor, biz kendi dilimizden vaz geçmeyiz diye hop oturup hop kalkıyorlar. Okullara standart Romanşçayı getirme projesi yürümemiş, her vadide ayrı lehçe modeline “şimdilik” geri gitmişler. İki bin nüfuslu Scuol köyünde çıkan yerel gazete ayrı lehçede çıkıyor, yedi bin nüfuslu Domat/Ems kasabasındaki ayrı lehçede çıkıyor. Hangi kafede oturup memleket muhabbeti açsan konu direkt buraya geliyor, heyecanlar tırmanıveriyor.

Farklar öyle az buz değil. Misal, “dünyanın en güzel kuşu” sözü beş lehçede şöyle: il pli bi utschi da tuts, igl ple beal utschi da tuts, igl pli bel utschel da tots, il pü bel utschè da tuots, il plü bel utschè da tuots! Kolaysa standartlaştır.

*

Demek ki neymiş? Demokrasi kolay iş değilmiş. “Zazaca ayrı dildir diyen faşizmin uşağıdır” diye zart zurt etmekle iş bitmiyormuş.

Comments

No comments found for this post.