Home Artists Posts Import Register

Content

8 Haziran 2009

Meninski sözlüğünde (1680) palaska “içine barut konan şişe.” Şemseddin Sami (1900) “fişenk koymaya mahsus gümüş ve tunçtan yahut köseleden mahfaza ki kayışla aykırı asılır veya bele bağlanır” diye tarif etmiş. TDK sözlüğünün 83 ve sonraki baskılarında “askerlerin bellerine bağladıkları veya göğüslerine çaprazlama taktıkları, üzerinde fişek vb. koymak için yerleri bulunan köseleden yapılma kayış” diye geçiyor. Anlam kaydırmasını fark ettiniz mi? 1900’deki tanım “kayışa takılan kap”, 20. yüzyılın ikinci yarısında bakmışınız kap takılan kayışın kendisi olmuş. Yaşayan dilde ortaya çıkan bir değişim midir, sözlük memurlarının marifeti midir bilmem.

Aslı Macarca tabii, palack, /palatsk/ diye söylenir, her çeşit şişe demek. Palacksör = şişe bira. Hayatta yapmış olduğum saçma işler arasında turistler için Macarca-İngilizce konuşma kılavuzu hazırlamak da vardır, bu ikincisini oradan hatırlıyorum.

Macarca kelime nereden çıkmış diye baktım, çıka çıka Eski Almanca flaska çıktı: “metal veya camdan yapılan ve çoğu zaman yassı olan şişe, matara.” Macarca tıpkı Türkçe gibi kelime başında çift sessize alerjiktir, o yüzden ikinci hanedeki ekstra /a/ tamam. Gerisini bilmem. Kelime tanıdık tabii. Modern Almanca Flasche “şişe”, İngilizce flask “matara”, Fransızca flacon “küçük şişe”. Hepsi aynı Cermen kökeninden gelirmiş.

Ya İtalyancasına ne buyurursunuz? Fiasco “şişe”. Peki deyim olarak far fiasco, yani “şişe yapmak” ne demekmiş? Başarısızlığa uğramak, gümlemek, yüzüne gözüne bulaştırmak! Türkçe deyimlerin kaynağını bulmakta o kadar zorlanıyoruz, İtalyancasını denemeyeceğim bile. Öyleyse öyledir. Demek ki İtalya’da şişe yapmayacaksınız, o kadar.

Türkçede fiyasko ilk kez Ahmet Mithat Efendi’nin 1889 tarihli bir romanında geçiyor. Tiyatro bağlamında kullanmış, yeni bir oyunun “fiyasko yapmasından” söz etmiş.

Comments

No comments found for this post.