Home Artists Posts Import Register

Content

1 Mayıs 2009

Biri elbet hatırlatır diye bekledim, kimse çıkmadı. Ermenice yeğern եղեռն “felaket, bela” demek, evet.[1] Ama esas anlamı bu değil cinayettir, ağır ve dehşetli bir suç anlamında. Dört tane sözlüğe baktım dördünde de öyle. Bence “soykırım”dan çok daha güçlü ve net bir kavram. Oradaki ğ Türkçe yumuşak g gibi değil, Arapça ğayın misali art damağı titreterek söylenecek.

Medz մեձ “büyük”. Hintavrupa anadilindeki /g/ sesinin Ermenicede ön damak seslerine dönüşmesi daha 19. yüzyılda Hübschmann ile Pedersen’in kitabını yazdığı kurallardandır. Yunanca ve Latincede /g/ gördüğün yerde Ermenicede normal olarak /dz/, bazı koşullarda /z/ ve ender olarak /c/ bulursun. Mesela gümüş, Yunancası argyros, Latincesi argentum, Ermenicesi ardzat. Eğri, Yunancası gúros, Ermenicesi dzur. Keçi Yunanca aíg-, Ermenice aydz. Aynı şekilde, Yunanca méga-, Ermenice medz. Megabayt, megavat, megapol, megaton, megafon, megalomani vesaireden bildiğiniz sözcük.

Latincede mag- kökü aynı kavramı ifade eder. Magnusbüyük, maior (yani mag-ior) daha büyük, maximus (yani mag-simus) en büyük. Magister de kendisine saygı duyulan ulu kişi, kısaca usta veya molla. Türkçede bu zümreden halen kullanılan yirmiye yakın kelime geliyor aklıma. Magna Carta’dan (“büyük sözleşme”) başla, do majör var, maksi etek var, mastır yapmak var, futbolun maestrosu var. Hatta metres bile var, asıl anlamı “büyük hanımefendi”, Fransızca maîtresse’den.[2]

1 Mayıs, Roma’nın en eski çağında tüm tanrıların en önemlisi sayılan Maia, yani Büyük Hanım’ın (= Mag-ia) bayramının kutlandığı günmüş. Kırlara çıkıp bir sürü tören yaparlarmış, bir kısmı müstehcen. O gün başlayan aya o yüzden Maius (= Maia’nın) adını vermişler. Yunanca, Aramice ve Arapça dahil bilumum Akdeniz dillerine girdikten sonra Türkçeye de gelmiş, Mayıs olmuş.



[1]ABD Başkanı Barack Obama Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü münasebetiyle 24 Nisan’da yayımladığı bildiride Türkiye’deki Ermeni toplumunun yok edilişini Ermenice Medz Yeğern deyimiyle nitelendirmiş, bu deyim Türk basını tarafından “Büyük Felaket” olarak Türkçeye çevrilmişti.

[2] “Kürtçede büyük kelimesinin karşılığı mezin’dir. Ve -tir derecelendirme eki geldiğinde mezin-tir (daha büyük). Çoğu yerde mes-tir şeklinde telaffuz edilir. Mestir ve master sizce akraba mıdırlar yoksa tesadüf ya da gayrımeşru bir münasebetle mi kan kardeş olmuşlardır?” diye sormuş bir okurum. Doğru düşünmüş.

Magis-teresasen “daha büyük” demek, “sayın büyüğüm” gibi bir anlam kazanmış. –ter Hintavrupa dillerinde en yaygın olan derecelendirme ekidir. Mesela Farsça bed>bedter (dahakötü).

Magister’in EskiFransızcası (vurgusuz hecenin düşmesi kuralı uyarınca) maistre, modern Fransızcası (sert sessize bitişen s’nin düşüp şapka işaretine dönüşmesi kuralı uyarınca) maître. Eski Fransızcadan İngilizceye geçmiş biçimi master. Eski Fransızcadan Almancaya geçmiş biçimi meister. İtalyanca biçimi maestro. İtalyancadan veya Orta Latinceden Yunancaya geçmiş biçimi mastori.

Maîtresse (/metres/) tabiri ilk kez 17yüzyılda Kral 14. Louis’nin evlilik dışı eşi Madame de Montespan yüzünden popüler olmuş. Madam hazretleri “kraliçe” unvanına sahip olmadığı için, kibarca “büyük hanımefendi” diye adlandırılmış.

Comments

No comments found for this post.