Home Artists Posts Import Register

Content

4 Nisan 2009

Malta taşı tabirini en erken 1876 tarihli Ahmet Vefik Paşa sözlüğünde buldum. Keserle yontulan ve özellikle avlu zeminlerinde kullanılan bir tür yumuşak taş. Gerçekten Malta’dan mı gelir, bir bilgim yok; hem avlu taşı gibi ucuz ve ağır bir nesne neden ta Malta’dan ithal edilsin ki? Malta eriğinin ise Malta Adası’yla alakası olmadığı kesin. Çünkü Malta’da malta eriği yok. Japonya kökenli bir ağaçmış, nüfus kağıdındaki adı eryobotris japonica. 1810’larda Amerika’ya götürmüşler, 19. yüzyılın ikinci yarısında oradan Türkiye’ye ulaşmış. O yüzden Türkiye’nin çoğu yöresinde adına yenidünya derler.

Peki Malta eriği neden? Düşün düşün, en sonunda şuna vardım. Maltanın diğer anlamı, biliyorsunuz, “taşlık, avlu”. Özellikle hapishanelerin iç avlusuna malta denir, kaçma eğilimi olmayan gariban mahkumları malta görevlisi yaparlar. Acaba Malta eriği “avlu eriği” mi demek? Malum, eski İstanbul evlerinin iç avlularında popüler bir ağaçtı, Hasköy’deki büyükninelerin avlusunda filan mutlaka bir tane olurdu. Dona dayanıklıdır ama rüzgarı hiç sevmez, ondan olmalı.

Bunları yazdıktan sonra büsbütün aklım karıştı. Sakın Malta taşı da “avlu” anlamındaki maltadan geliyor olmasın? O zaman adayı unutup “avlu” maltanın kökenini bilmiyorum demek icap eder.

Malta eriğine Ege bölgesinde muşmula derler. Oysa hakiki muşmulayla alakası yok, meyvesi biraz benzer o kadar. Yunanlarda da aynı hadise varmış, músmulo hem muşmula hem Malta eriği / yenidünya için kullanılıyormuş. Bizim muşmula zaten oradan alıntıdır, Antik Yunancası méspile. Bizim araziye iki üç tane diktim, bu yıl ilk meyvesini aldık. Saçma bir meyve aslında, çürük elma gibi bir şey, ama lezzetli.[1]



[1]Alper Altaş Malta’nın taşları hakkında aydınlatıcı bir mektup yazmış:

1997 yılında, 5 aya yakın bir süre Malta Adası’nda bulundum. Malta taşı denilen oluşum adanın neredeyse yarısını kaplıyor. Dediğiniz gibi yumuşak, işlenmeye elverişli bir kaya. Adada o yıllarda binaların yapımı için yoğun olarak kullanılıyordu. O dönem konuştuğum insanlar, taşın Malta’nın aşırı sıcak ikliminde, sıcak havayı nispeten perdeleyerek iç mekanlarda serinlik yarattığını söylüyorlardı ki kendi deneyimlerimle de sabittir. Ayrıca dış sıva olarak süt kullanıldığını ve uygulamanın binalar üzerinde kendine has bir renk yarattığını biliyorum.

Ayrıca muhtemel isim kaynakları açısından İstanbul’un Malta semtini hatırlatanlar da oldu.

Comments

No comments found for this post.