Home Artists Posts Import Register

Content

24 Mart 2009

Bugünkü Türkçede açık heceli olan iki tane basit fiil kökü var: yemek, demek. Ne idüğü[K1] belirsiz komak fiilini de eklesek, hadi bilemedin üç.

Bin küsur yıl önceki Ortaasya Türkçesinde bunların sayısı daha fazlaymış. Ömek = düşünmek. Öğüt oradan geliyor; “kendi” anlamına gelen öz de belki öyle. Samak da düşünmek, ama bu sefer İngilizce to consider dedikleri, bir şeyi bir şeymiş gibi düşünmek. Saymak ve sanmak bunun türevleri. Tomak = doldurmak veya katılaştırmak; dolmak, doymak, belki donmak, bir de tok oradan. Sımak = kırmak veya kesmek. Sırp sındığı (=Sırpların kırıldığı yer), bir de makas anlamına gelen sındı gibi birkaç marjinal kelimede izi kalmış. Sığda galiba bu fiilin türevi. Yumak = bir şeyi yıkamak. Yunmak(=kendini yıkamak) şeklinde yaşamaya devam ediyor. Kamak = yığmak. Katmak, karmak, kat ve katı bu fiilden türemiş görünüyor. Umak= uyumak. Hepsi sekiz on tane kadar.

Demek ki daha bin yıl önce açık heceli fiil kökleri Türkçeden tasfiye edilme yolundaydı diyebilir miyiz acaba? Yani mesela iki bin yıl önceki Türkçeye ulaşabilsek daha fazla açık kök bulur muyduk? Acaba yanmak ve yakmak şeklinde karşımıza çıkan fiillerin *yamak diye bir kökü var mıydı? Kırmak, kısmak, kıymak ve kıt sözcüklerinin arkasında bir *kımak eylemi duruyor mu?

Şöyle anlatayım da hayal gücünüzü kullanın. Bugünkü Türkçede sonu –n ile biten on sekiz tane tek heceli fiil var: anmak, banmak, binmek, dinmek, dönmek, inmek, kanmak, konmak, onmak, sanmak, sinmek, sönmek, sunmak, sünmek, tınmak, yanmak, yenmek, yunmak. Bunların ikisi (banmak, yenmek) geçişli fiil, yani BİR ŞEYİ şeyetmek anlamını taşıyor. On beşi geçişsiz, yani kendi kendine yapılan, nesnesi olmayan fiiller. Sunmak şimdi geçişli kullanılıyor ama o da eskiden geçişsizdi, “uzanmak” demekti, etti on altı. O iki tane istisnanın da burada anlatması uzun sürecek tuhaflıkları var.[1]

İnsan ister istemez düşünüyor, oradaki o –n bizim bildiğimiz arınmak, savunmak, kaşınmak, yakınmak vs. deki dönüşlülük eki midir? Yani bu fiillerin hepsi türemiş biçimler midir? Şimdi unutulmuş açık hece kökleri mi vardı?

Üstelik sonu –t ile biten on altı basit fiilin beşi hariç hepsi geçişli, –r ile biten yirmi üç basit fiilin de dördü hariç hepsi de geçişlidir, bak hele.



[1]Burada biraz işin kolayına kaçmışım. Saydığım fiillerin çoğu gerçekten /n/ sesiyle bitiyor. Üç dört tanesi ise Eski Türkçede apayrı bir ses sayılan, eski yazıda sağır kef isimli ayrı bir harfle gösterilen, bazı Anadolu ağızlarında hala ayrı telaffuz edilen art damak burunsulu /ŋ/ sesini içeriyor.

Buna işaret eden bir okuruma şöyle yazdım:

Bildiğim kadarıyla sadece anmak, sinmek ve yenmek sağır kef ile yazılır, onmak her iki türlü yazılır. Diğerlerinin hepsi normal n’dir.
Art damak burunsulu ile biten basit fiiller benim için muammadır. Bu sesle biten ad ve sıfatların hemen hepsini +n+ğ olarak analiz edebiliyorum. Ama fiillerde sanki /ŋ/ müstakil bir fonem gibi duruyor. Eğer biçimsel bir işlevi varsa o işlev belirsiz. Yazıda bu ayrımlara da dikkati çekmeyi düşündüm ama fazla karışık olacağı için vazgeçtim.


Comments

No comments found for this post.