Kelimebaz 43 - Çarşı (Patreon)
Content
11 Aralık 2008
Farsça çahar-sû yani “dört-kenar, quadratus”, Yunanca agorá (“açık yer”) sözcüğüyle aynı kavramı ifade eder. Şehir merkezinde büyük dikdörtgen kamu alanı, en eski İran kentlerinin belirgin bir özelliği; Persepolis’te mesela dev bir tane var. Helenistik devir şehirciliğinin dikdörtgen agora olayını MÖ 4. yüzyılda İran’dan aldığı anlaşılıyor. Arapça meydân sözcüğü de İslam’ın ilk yıllarında Farsçadan alınmış çünkü Araplarda böyle bir kavram yok. Tipik bir Acem düzeni diye görmüşler.
İlginçtir, şehir meydanının büyüklüğü ile o ülkeyi yönetenlerin imparatorluk-diktatörlük-firavunluk hayalleri arasında bire bir bağlantı var. Paris’in ilk büyük meydanlarını Napolyon yaptırmıştı. Stalin’le Mussolini ondan geri kalmadılar. Bizde Beyazıt Meydanı Enver Paşa’nın eseridir, Taksim’le Eminönü de halefinin.
Türkçe çarşı 19. yüzyıla dek sin ve vavla çarsû yazılırdı. 1680 tarihli Meninski sözlüğü “doğrusu çarsu’dur, halk arasında çarşu telaffuz edilir” diyor. Zannederim baştaki ç’nin etkisiyle oluşan bir ses benzeşmesi (asimilasyon) olmalı.