Home Artists Posts Import Register

Content

21 Kasım 2009

Okurlarım iki ekole bölündüler sanırım. Bir kısmı sevgili Önder Aytaç gibi siyaset, tarih, felsefe felan bilmediğim konulardan uzak durup kelimelere yoğunlaşmamı öneriyor. Bir kısmı da öyle fasulyeden mevzularla bizi sıkma, siyaset anlat diyor. Bana aslında ikisi de uyar. Ama geçen haftalarda siyasete biraz fazla girdim, vatanist Türk gençliği benim yüzümden galeyanlara gelmiş diyorlar, o yüzden belki bir müddet fasulye işleriyle ilgilensem daha iyi olacak.

Eski Yunanca phasêlos bugün bildiğimiz fasulye değil, Anadolu’da fiğ dedikleri, milimetrik taneli, tatsız tuzsuz fasulyegilin adı. Bilimsel adı vicia sativa. Eski Dünya’da on bin yıldan beri yetiştirilen bir bitkiymiş. Bunun GDO’su olan vicia faba Milattan 2000 yıl kadar önce Doğu Akdeniz’de geliştirilmiş. Yunancası ve Latincesi faba’dır; oysa bizde sadece ezmesine fava adı verilir. Arapçası bakılla aslında düpedüz “yeşillik” veya “sebze” demek, düşünün ki ne kadar önemli bir mahsulmüş bir zamanlar.

Phasêlos sözcüğü phaseolus şeklinde Latincede de kullanılmış, fasulyegillerin bir tür genel adı olarak arka planda kalmış. Amerika kıtasına özgü bir bitki olan bugünkü fasulye (phaseolus vulgaris) Avrupa’ya geldiğinde, ekonomik davranıp, battal olmuş bu eski adı yeni bitkiye uygulamışlar. Bizim bu taraflara gelmesi sanırım 19. yüzyıl olmalı. Rumcası phasóli, aslı Yunanca olan kelimenin Batı dillerinden geri-ödünçlenmiş biçimi. Türkçede bilemediğim bir nedenle Rumcadan gelen balık ve sebze adlarının daima çoğul hali kullanılır, bu da olmuş phasólia’dan fasulya. Arkadaki /a/nın inceltilip kibarize edilmesi yakın dönemin eseridir.1

Fasulyanın yakın akrabası olan vigna unguiculata’nın hikâyesi başka. Bu Hindistan kökenli bir sebze. Türkler bununla Malazgirt’ten az sonra tanışmışlar, şekline bakıp böğürce demişler. Böğür demek böbrek demek, bu da böbrekçik. İstanbul’da bildiğim kadarıyla fasulyenin bir türü sayılır. Oysa Ege’de börülceyi gösterip “fasulye” dersen yüzüne boş boş bakarlar. Ayrı bir sebze kabul edilir çünkü.

Ayrıca lubya var, bezelye var, nohut var anlatacak. Ama yetsin bu kadar fasulye muhabbeti bugünlük.


1 Marianna Yerasimos hatalarımı düzeltmiş:

Doğru Yunanca phasouli/fasuli değil, phasoli/fasoli’dır.

Süreç: EYun Phasêlos, Katharevousa Phasiolos, Çağdaş Yun. Phasoli (çoğ. Phasolia) ve İstanbul Yunancası (Rumca) phasouli!

Siz her ne kadar sıkça kullanıyorsanız da artık “Rumca” diye bir dil yok. Dilin resmi adı Yunancadır. Rumca «ρωμαίικα» 1830’lardan sonra tedavülden kalktı ve Νεοελληνικα, Neo-Hellenic, Çağdaş Yunanca oldu. Rumca bugün sadece Türkçede kullanılan bir sözcüktür ve olsa olsa İstanbullu Rumların (bizim) konuştuğumuz Yunancayı belirleyebilir. Bu bir diyalekt değildir ancak tabii ki [ama] kendine özgü bazı yanları vardır. Özellikle kelime hazinesindeki farklar/zenginlikler çoktur. Örneğin hiçbir sözlükte yer almayan “ikindi kahvaltısı” anlamındaki Türkçe kökenli nefis “kendiano” sözcüğü gibi.

Comments

No comments found for this post.