Home Artists Posts Import Register

Content

13 Kasım 2009

Süryanice xetsrâ serçe parmağı demekmiş. E peki, ne yapalım, bir lüzumsuz bilgi daha der geçeriz. Sonra aklımıza takılır Arapçasına bakarız. Süryanice /ts/ sesinin Arapça karşılığı kalın /s/ yahut sad harfidir, o yüzden x-S-r maddesine gitmek lazım. Bu kökten basit kelime yokmuş, ama türevler bak orada: ixtiSâr kısaltma, muxtaSar kısaltılmış, özet. Bildiğimiz muhtasar beyanname’nin muhtasarı. Böyle şeyler keşfedince insan ne kadar neşeleniyor anlatamam size.

Gene sad harfiyle ˁuSba “sıkı bağlarla birbirine bağlı insan topluluğu, kabile, aşiret”. ˁaSabArap kültüründe son derece merkezî bir kavram, “aşiretine bağlılıktan ileri gelen öfke ve duyarlık hali”. Latinceden gelen fanatizm’i tam karşılıyor. Fanatizm de esasen bir tapınağa mensup kişilerin öfke ve hamasetine verilen addır, “benim Apollo’ma laf edeni yakarım ulan” diye özetlenebilecek ruh hali. Fiilin beşinci halinde taassub (taˁaSSub) aşağı yukarı asab ile aynı anlamda, aşiretine yan bakanlara karşı içten içe kaynama durumu. Bu işi yapan kişi de mutaassıb olur.

Teamül. Amel’den altıncı babda fiil, esasen “karşılıklı veya beraber iş yapma, edişme”. İngilizcesi collaboration yahut practice olabilir. Zannederim teamül-i kadim üzeredeyiminin etkisiyle modern Türkçede anlamı kaymış. “Eskiden yapılageldiği gibi” anlamı kazanmış. “Sınavdan önce gel seninle teamül edelim” diyebilmen lazım aslında ama diyemiyorsun işte.

Tesanüt. Arapça “bir şeye veya birine dayanma” anlamına gelen az işitilmiş bir kelime. Vefik Paşa ve Şemseddin Sami lugatlerinde yok. Galiba Ziya Gökalp ya da o dönemin sosyoloji meraklılarından biri 1910’larda bunu Fransızca solidarité karşılığı olarak kullanmış. 1930’larda da hemen Öztürkçesini bulmuşlar: dayanışma. Mantıklı tabii, sened dayanak, isnad etmek dayandırmak, istinad dayanak, bu da dayanışma olur.

Comments

No comments found for this post.