Home Artists Posts Import Register

Content

30 Haziran 2009

Geçenlerde meşkten söz ettik ya, okurun biri hemen sarılmış klavyeye sormuş “hocam aşk ne demek” diye. “Olm yanlış adres, Haydar Duman’a sor” desen olmaz, ayıp olur. Mecburen aşk konusunda bildiklerimizi de dökeceğiz.

Bir kere Öztürkçe değil, Arabi kelime, onu biliyorsunuz. Başında ayın var, sonundaki /k/ da Türkçesinden daha qalın bir q. Yani boğazın bağrın ta derinlerinden gelen bir nesne olduğu hemen anlaşılıyor. En önemlisi, Arapçası ˁaşq değil esre ile ˁışq. Türkçede en azından erken Osmanlı döneminin sonlarına dek ışk diye söylenmiş. 17. yüzyılda Meninski “aslı ışk, ama bazen aşk denir” diye açıklıyor. Ses neden değişmiş, onu anlayamadım. Tanımı: insanın ruhunu ateşe düşüren sevgi. Basit sevgi anlamına gelen hubb’dan ayrıymış.

Arapça sözlüklere göre “sevilen kişinin hata ve kusurlarına körelme hali” demekmiş ve “maraz-ı vesvesî” niteliğindeymiş. Amma İbni Sina aşkın tanımlanamaz bir durum olduğunu ve tanımlama çabasının onu büsbütün anlaşılmaz kıldığını söylemiş. Ayrıca dişi devenin şiddetle aygıra varması haline ˁışq denirmiş. Sülük gibi yapışma eylemi de ˁışq imiş. Bezelye türünden bir tür sarmaşığın adı da ˁaşaq. Acaba fiilin nihai kök anlamı “sarmaşmak, sarmaş dolaş olmak, yapışırcasına sarılmak” olabilir mi?

Bu eylemi yapan kimse ˁâşıq, eyleme konu olan kimse de doğal olarak maˁşuq (maşuk) oluyor. Türkçesine aşkan ve aşkılan desek olur belki. Aşık’ın çoğulu ˁuşşâq, aşıklar: Türk müziğinde makamı var. Uşak kentinin adı da galiba oradan, ama emin değilim. Günümüzde iyice unutulmuş olan antika türevleri de analım. Taaşşuk, Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’taki gibi “aşıkmış gibi görünmek, aşık numarası yapmak”.[1] Bir de muaşaka var, “karşılıklı aşık olmak”. Bunların Türkçesi de aşkınma ve aşkışma olsun, oldu olacak. Misal: “Tolga ile Elifnaz aşkışıyorlar.”


[1]Tefeˁˁül vezninde taaşşuk aynı zamanda tıpkı muaşaka gibi “aşkınma” veya “aşkışma” demek, karşılıklı ve beraberce. Şemseddin Sami’nin romanında bu anlamda kullanılmış diye uyaranlar oldu. Romanı okumadım, bilmiyorum, ama Sami Bey’in Arapçaya hakimiyeti müthiştir, “aşık gibi etme, aşık olduğuna kendini veya çevresini inandırma” anlamının da olduğunu bilmemesi imkânsız. İroni var mı diye bir bakmak lazım.

Comments

No comments found for this post.