Kelimebaz 36 - Halletmek (Patreon)
Content
4 Aralık 2008
Arapça uzun a ile hâl (durum) başka, kısa a ve çift le ile hall (çözüm) başka kelime. İkincisinin bir sürü türevi bulunuyor. Tahlil kolay, çözümleme diye Öztürkçeleştirildi. Helal de aslında “çözük” demek. Kanunen bağlı yani yasak olmayan bir şey anlamında.
Bir de hülle var, kanunen bağlı olan bir şeyin usulüne uygun olarak çözülmesini ifade eden. İslam hukukunda, kadını talak-ı selase ile, yani üç kez “boş ol” diyerek boşayınca bunun geri dönüşü olmuyor, mecburen üçüncü bir kişiyle göstermelik bir nikah kıyıp uygun bir süre sonra gene boşanmak gerek ki tekrar bir araya gelinebilsin. Hülle işte bu işlemin adı. Tipik bir mevzuat manyağının kasvetli ruhundan çıkmış bir formüle benziyor.
Mahall ve mahalle daha enteresan. Her iki kelime yapı bakımından “çözme yeri” anlamına geliyor. Esas anlamları “konak” yahut “durak”, yani göç esnasında “hadi burada duralım” deyip denkleri, çadırları çözdüğün yer. İlginç olan şu ki, yerleşik hayatı esas alanlar gibi göç etmeyi bir çeşit “çözüp gitme” olarak görmemişler. Tersine, duraklama yerini “göçün çözülmesi” olarak algılamışlar.
Halˁ, sonu ayınla, “padişahı tahttan indirme” anlamında. O ayrı, bunlarla alakası yok. Sultan Abdülhamid mesela halledilmedi, hal’ edildi.